bir süredir, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun üniversite eğitimi için İstanbul Üniversitesi’ne usulüne uygun şekilde yatay geçiş yapıp yapmadığına dair başarılı bir araştırmacı gazetecilik çalışması yürütüyor.
Arka arkaya çıkan haberler, İmamoğlu’nun 1990 yılında Kıbrıs’taki üniversiteden İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü’ne nasıl geçiş yaptığına dair soru işaretlerinin artmasına neden oldu.
Maddi bilgilere dayalı somut sorular bunlar.
Örneğin şöyle bir bilgi:
İmamoğlu’nun İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş yaptığı 1990 yılında, girdiği bölüm olan İngilizce İşletme Bölümü’ne Türkiye genelinde ilk 1000’e giren öğrenciler hak kazanmışlar.
892 bin öğrenci arasından.
Yine Haber 7’nin ortaya çıkardığı bilgiye göre o sene İngilizce İşletme Bölümüne 491,826 taban puanla öğrenci alımı yapılmış.
Aynı dönemde İmamoğlu’nun sınavsız okuduğu Girne Amerikan Üniversitesi, Türkiye’deki resmi üniversite yerleştirme kılavuzunda yer almıyordu.
Bir başka deyişle ÖSYM puanı ile öğrenci alımı yapmayan bu üniversite, sınavsız şekilde öğrenci kabul ediyordu.
Bu bilgiler üzerinden Haber 7 şu türden soruları gündeme getirdi:
-1990 yılında yatay geçişler hangi mevzuata dayanılarak gerçekleşiyordu?
-Denkliği olmayan Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesine geçiş nasıl mümkün oldu?
-O dönem yatay geçiş yapan başka öğrenciler oldu mu?
İMAMOĞLU DİPLOMALARINI GÖSTERİYOR AMA CEVAP BEKLEYEN SORULAR YATAY GEÇİŞİN HUKUKA UYGUN OLUP OLMADIĞIYLA İLGİLİ
İmamoğlu bu iddialara İstanbul Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra aldığı diplomayı göstererek cevaplar verdi.
Öğrendik ki, kendisinin sadece lisans değil, bir yüksek lisans diploması da var.
Ancak mevzu bu değil.
Aslı soru, Kıbrıs’ta denkliği olmayan öğrenci kabulü için sınav bile yapmayan bir üniversiteden, Türkiye’de ilk 1000’e giren öğrencilerin kazanabildiği prestijli bir bölüme nasıl geçiş yaptığı ile alakalı.
Her ne hikmetse İmamoğlu cephesi, işin bu kısmını yüzeysel bilgilerle geçiştirip, yatay geçişi doğrulamakla birlikte hangi yöntemle bu geçişin olduğunu anlatmadan cevaplar verdi.
Dolasıyla Haber 7’nin gündeme getirdiği sorular güncelliğini korumaya devam ediyor.
AK PARTİ İÇİNDEN GELEN BİR GÖRÜŞ: HUKUKEN KURUCU UNSUR GERÇEKLEŞMEMİŞ
Bu iddiaları, AK Parti’nin Meclis Grubunda görevi bulunan hukukçu bir kurmaya soru olarak yönelttim.
Sorularım üzerine İmamoğlu’nun yatay geçişiyle alakalı, şu türden görüşler aktarıldı:
“Usulsüz geçişle alakalı bir kavram var. Yani başlangıç anında. Şekli manada bir kişi üniversite mezunuysa diplomasıdır, birinci sınıf, ikinci sınıf, ilgili sınıflarla ilgili sınav sonuçlarıdır. Transkript, başarı ortalaması vs. Bunlar şeklin manada ilgili kişinin üniversite mezunu olduğunu gösterir, ortaya koyar. Ancak bunun bir de kurucu unsuru var. Kurucu unsur bunun, ÖSYM’nin yaptığı sınavda, YÖK’ün açıkladığı bölümle ilgili yeterli puanı almış olmak gerekiyor.”
Aynı isim, sözlerinin devamında yine hukuki bir terim olan ‘kurucu unsur’ ifadesi üzerinden sözü İmamoğlu’na getirip şöyle diyor:
“Bu vatandaş o yıl üniversite sınavına girmemiş.
YÖK’ün aradığı puanı almamış. Ne almış peki? Başka bir, üniversite olup olmadığı şüpheli olan ve YÖK tarafından Türkiye’de tanınmayan bir yere üniversite kaydı yaptırmış. Oradan yatay geçişle buraya geçiş yapmış. Yani hukuken kurucu unsur gerçekleşmemiş. Dolayısıyla kurucu unsuru ihtiva etmeyen bir yere sadece sonuçlara itibarla şekli olarak bir diploma belgesini fiziken sunmuş olmakla üniversite mezunu o üniversiteyi kazanmış olamaz o kişi. O zaman milyonlarca kişi neden sınava giriyor diye sormamız gerekiyor. Niye ÖSYM’nin sınavından yeterli puanı almaya çalışıyor?”
YÖK VE İSTANBUL ÜNİVERSİTESİNE ÇAĞRI: AÇIKLAYIN!
Bu sorularla alakalı olarak 1990 yılındaki yatay geçişin nasıl mümkün olduğu sorusunun muhatapları arasında YÖK ve İstanbul Üniversitesi de var.
AK Parti’nin hukukçu kurmayı da bu yönde bir çağrıda bulunuyor:
“YÖK ve İstanbul Üniversitesi açıklama yapacak. Orası hangi mevzuat/kanun gereği nasıl bir işlem tesis edilerek o öğrencilik kaydı o bölüme yapıldı? Bu sorunun cevabının verilmesi lazım.”
Görüldüğü üzere mevzu bahis edilen husus, İmamoğlu’nun yatay geçiş yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi’nden mezun olması, diploma alması değil.
Mevzu bahis olan husus, dandik bir üniversiteden Türkiye genelinde o dönem bir milyona yakın öğrencinin ter dökerek ilk 1000’e girmeye çalıştığı bir bölüme nasıl geçiş yaptığı sorusu.
Ha, YÖK ve İÜ açıklama yapmalı diyoruz ama esasen İmamoğlu’da meselenin özü olan bu konuyla alakalı bir açıklama pekala yapabilir.
İkna edici bir cevabı varsa tabi.
Mehmet Acet / Haber7