Kaybettiniz Kemal Efendi
Geçenlerde, yani, yirmi küsür sene sonra 2020 yılında Alemdaroğlu konuştu.
Türkiye’de beyaz yakalı laik, Kemalist, seçkinci, ırkçı Türklerin temsilcilerinden biri olan Kemal.
Gençler hatırlamaz, hani şu, İstanbul Üniversitesinin eski rektörü,
Kemal Alemdaroğlu.
İnsan biraz utanır, biraz haya eder, şunca yıl yaşamışsın, artık yaşını başını almışsın, bu memlekete verdiğin zararları, ziyanları nasıl telafi edeceğinin muhasebesini yap, mümkünü yoksa, tövbe istiğfar et, otur.
“ 28 Şubat sürecinde yayınladığımız, başörtüsü ile kapalı ve açık alana girilemez, genelgemizi hiçbir zaman hata olarak görmedim” demişsin.
Biliyorum, sizin Allah’tan korkunuz yoktur da, bari kuldan utanın, kuldan.
Sen hangi hatadan bahsediyorsun be adam?
Cumhuriyet kurulduğundan itibaren 80 yıl, Türkiye’nin Üniversiteleri Türkiye’ye ne verdi?
Bilimde, ekonomide, sağlıkta, eğitimde, sanatta, kültürde, tarımda, savunmada, hele hele savunmada..!
Ne kattınız bu ülkeye?
Söyleyeyim mi, ne kattığınızı?
Irkçılık kattınız ve hedefinize marjinal bir Şaman diktası koyup zalimleştiniz, öyle bir zulmettiniz ki, bu yaptığınız kötülüğü, ırkçılığı bir türlü tedavi edemiyoruz.
Kırk yıl boyunca milyarlarca dolarlar akıttı bu ülke, Doğu’nun, Güneydoğu’nun dağlarına.
Dağ taş bombalandı.
Bombayı atanlar, sırtınızı yasladığınız FÖTÖ’cü generallerdi.
Bomba atılanlar ise şimdiki gizli ortağınız ve yıllarca ırkçılık yapmak suretiyle kendilerine de Kürtçülük yapma hakkı verdiğiniz, PKK idi.
İttihat Terakki artığı ve FETÖ’cü o hain generaller hem PKK ile işbirliği yaptılar, hem de sizi seksen yıl iktidarda tuttular.
Sağ-Sol, Alevi-Sünni, Kürt-Türk Kamplaşmalarının Temellerini Örgütlediler.
Şimdilerde sırtınızı dayayacak bir yer kalmadığı için kuyruk acınızın sızısı ile hala konuşuyorsunuz.
Siz, eski rektör, siz bu ülkeye çok büyük kötülükler yaptınız.
Sağ-sol, Alevi-Sünni, Kürt-Türk kamplaşmalarının temellerini örgütleyip, bir asra yakın bu ülkeyi kana buladınız.
Savaşların yorgunluğunu, açlığını, çıplaklığını daha tamir edememiş bu fakir milletin emeği, alınteri ve cebindeki üç kuruş ekmek parası ile memleketin her köşesine; okul önlerine, kaymakamlık, valilik girişlerine, meydanlara, tüm devlet binalarının kapılarına heykeller diktiniz.
Bu milletin kafasına, o kopasıca kafanızı öyle bir taktınız ki, Allah sizin elinize bir daha düşürmesin.
Kiminiz fakültelerde, beş yüz, bin kişilik anfilerin kürsüsünde, o kadar genç insanın gözleri önünde, eline kumpas alıp Ermeni, Rum, Türk Kürt kafası ölçtünüz, kiminiz milletin kafasından jandarma copu ile fesi, kalpağı, takkeyi çıkarttırıp, fötr taktırıp ekalliyeti zengin yaptınız, kiminiz, kafamıza bir metrelik başörtü takmayalım diye, ikna odaları kurdunuz, gençlerimizi, sınıflardan, kovdurttunuz, başörtüsü taktı diye, doksan yaşındaki nineleri askerdeki torununun yeminlerine dahi bırakmadınız.
İran, 1979 Yılında devrim yaptı.
Tahran Üniversitesi on beş, yirmi yıl içerisinde menzili, 2500 Km olan balistik füzeye imza attı.
Siz, bu fukara Milletin parası ile kurduğu üniversitelerimizde 80 yıl boyunca bu milletin kafası ile uğraştınız.
Kafanın içi ile değil, dışı ile; sarığı, takkesi, serpuşu, şapkası, ırkının kafa ölçüsü ve başörtüsü ile.
Milletin kafası ile kafanızı öyle bir bozdunuz ki, burnunuzu çukurdan çıkarıp etrafa bakamadınız; ırkçılığın ne büyük bir bela olduğunu anlayamadınız.
Çünkü;
Gözünüz var görmüyor.
Kulağınız var duymuyor.
Kalbiniz var hissetmiyor.
İşte Osmanlı’ya ırkçılığın kılıcını ilk çeken Sırplar, Hırvatlar, Ermeniler, Bulgarlar hepsi AB fonları ile ayakta zor duruyorlar.
İflasını tüm dünyaya ilan etmek üzere olan Yunanistan’ın da neredeyse tamamını satın aldılar.
Avrupa onlara, yani, Balkanlar’a Osmanlı’yı böldürtmenin diyetini ödüyor.
Ya siz, siz de ciddi bir bedel ödemeliydiniz.
Ödemediniz, ama kaybettiniz.
Siz de kaybettiniz Kemal Efendi..!
Tüm haksız, adaletsiz ve acımasız olanların eninde, sonunda kaybettiği gibi, Allah’a hamdolsun ki, kaybettiniz.
(Devam Edecek)