Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, alanına/konularına son derece hakim bir isim.
Dün öğleden sonra kendisiyle bakanlıkta bir araya geldik, kendi sunumu artı, bizim sorularımıza verdiği cevaplar dahil bir saat içerisinde alacaklarımızı aldık, “Haber heybemizi” doldurduk ve işte bu yazı ile huzurlarınızdayız.
Enerji bahsinde bir numaralı gündemimiz, Ortadoğu’da İsrail’in artan saldırganlığı ve bunun Türkiye’nin enerji güvenliğine ve tabi halkı daha doğrudan ilgilendirmesi hasebiyle enerji fiyatlarına olan yansımaları idi.
İsrail’in İran’ın petrol tesislerini hedef alabileceği yönünde karşımıza çıkan gelişmeler, petrol fiyatlarını yukarı doğru çekmeye başladı.
Bakan Bayraktar’ın konuşması devam ederken, baktım Brent petrolün varili 80 lira sınırına dayanmıştı.
Kendisine “Birilerinin bilerek petrol fiyatlarını artırmaya, ya da fiyatının düşmesini engellemeye dönük çaba içerisinde olduğunu düşünüyor musunuz” diye sordum.
Bir de, “Savaşın yayılım ihtimaline binaen petrolün varil fiyatı kaça kadar çıkabilir” şeklinde bir başka soru yönelttim.
Bakan Bayraktar, soruma şu şekilde bir cevap verdi:
“Ben açıkçası yaklaşan önümüzdeki dünyadaki seçim sürecinde, özellikle Amerikan seçimlerinde bunun tam tersi bir aksiyon olması gerektiğini, yani oradaki petrol fiyatlarını düşürecek yönlü bir şey olması gerektiğini, öyle bir aksiyon alınacağını düşünüyorum idim. Ama tabii bu konularda petrol ne olur 120 ye mi gider, asla tahmin edilemeyecek olmayan. Bizim öngörümüz bu çatışmalar öncesinde petrol fiyatlarındaki gerilemenin belki 60 dolarlara kadar gevşeyebileceği. Çünkü şu anki üretim yapısıyla ve dünyadaki talep yapısıyla buralar mümkün olabilirdi ama şu anda tabii farklı bir jeopolitik gelişme süreci farklı bir noktaya itiyor.”
2025’TE DOĞALGAZ VE ELEKTRİK DESTEKLERİ TÜKETİME GÖRE BELİRLENECEK
Dün akşama doğru Bakan Bayraktar’ın elektrik ve doğalgazla alakalı “Yılsonuna kadar zam yok” açıklaması flaş olarak haber bültenlerinde yerini aldı.
2025’ten başlayacak şekilde elektrik ve doğalgaz desteklerinde yeni bir modele geçilecek.
Şu herkesin yararlandığı, yer yer %60’lara kadar çıkan bu destekler, konutların tüketim oranına göre yeniden belirlenecek.
Bayraktar’ın anlattığına göre elektrik tüketiminde her yerde benzer kriterler uygulanacak ancak doğalgazda iklim şartlarına göre şehirden şehire farklılık arz eden daha detaylı bir çalışma yürütülüp uygulamaya o şekilde geçilecek.
Her durumda elektrikte de doğalgazda da, 2025 içinde belirlenen oranların üzerinde tüketenlerin devlet desteğinden yararlanamayacağı yeni bir model devreye girecek, bunu bilelim ve herkes buna göre hazırlıkların yapsın.
“İSRAİL/İRAN GERİLİMİNE İKİ YÖNDEN BAKIYORUZ”
İsrail ile İran arasında giderek daha da tırmanması beklenen gerilimin enerji piyasalarına olan negatif etkisi ortada.
Petrol fiyatlarında kısa süre içerisinde varil başına 10 dolara yakın bir artış oldu.
Enerji Bakanı Bayraktar, bu gerilimin Türkiye’nin enerji güvenliğine etkisini iki bakımdan değerlendirmeye aldıklarını dile getiriyor.
Kendisinin anlattığına göre şu anda Türkiye’nin İran’la petrol ve petrol ürünü ticareti bulunmuyor.
Tüpraş Amerikan ambargosuna uyarak İran’dan petrol alımını tamamen durdurmuş.
“Dolayısıyla” diyor Bakan Bayraktar:
“Petrol tarafında, arz noktasında bize bir etkisi olmaz.”
Doğalgazda ise durum farklı.
Bakan Bayraktar İran’la yapılan uzun dönem doğalgaz anlaşmasına dayanarak şu bilgileri veriyor:
“Doğalgaz tarafında bizim İran'la biliyorsunuz uzun dönem anlaşmamız var. Yılda 7-8 milyar metreküpe kadar, yani bizim ihtiyacımızın neredeyse yüzde 13-14-15’i İran'dan karşılıyoruz. Eğer doğal gaz boru hatlarına, doğal gaz altyapısına bir sıkıntı gelirse burada arzla alakalı bizi etkileyebilecek bir durum olabilir.”
Bu riske rağmen, doğalgazda kaynak çeşitliliğine dayalı bir politika izlendiği için, sert bir etki oluşmayacağına dair değerlendirmeler dinledik Bakan Bayraktar’dan.
İhtiyacın yarısı sıvılaştırılmış gazdan sağlanabilir duruma gelmiş durumda.
Ayrıca kışa girerken doğalgaz depolarının doldurulacak olması da bir avantaj sağlayacak.
Ancak mesele enerji arzı güvenliğinden ibaret değil.
Bir de fiyat meselesi var.
Bakan Bayraktar, petrolde olduğu gibi doğalgaz fiyatlarında da yukarı doğru bir hareket olduğu bilgisin paylaşıyor. Norveç’in doğalgaz üretiminde biraz düşme olmuş. Bu durum da fiyatları etkilemiş.
“Bir de tabii şunu söylemek lazım değerli arkadaşlar.” Diyen Bakan Bayraktar şöyle bir riskten de söz ediyor:
“Şimdi bu Körfez, aynı zamanda Irak petrolü de Basra Körfezi'nden dünyaya gidiyor. Büyük oranda. Katar'ın LNG gemileri. Yani o bölgede oluşabilecek, denizlerde oluşabilecek bir gerilimin hem petrol piyasasına hem doğal gaz piyasasına çok direk bir etkisi var. Ve fiyatlara etkisi var. Dolayısıyla buralarda bu riskler açıkçası bütün dünya piyasaları için maalesef söz konusu.”
“KALKINMA YOLU AYNI ZAMANDA ENERJİ YOLU OLSUN İSTİYORUZ”
Basra Körfezi’ne dönük jeopolitik riskler diğer seçeneklerin kıymetini önümüze getirip koyuyor.
Bakan Bayraktar Irak’lı yetkililerle yapılan görüşmelerde Kalkınma Yoluna dair yeni bir fikri de gündeme getirmiş.
Çok mantıklı iki tarafa da kazançlar getirecek bir öneri bu.
Enerji Bakanı Bayraktar bu bağlamda şöyle diyor:
“Biz ona başından beri şunu söylüyorduk. Kalkınma yolunu mutlaka bir enerji yoluna dönüştürmemiz lazım. Yani oradaki otoyolunun yanına, demiryolunun yanına mutlaka doğal gaz yolu, doğal gaz boru hattı mutlaka petrol boru hattı ve elektrik iletim hatlarını eklememiz lazım ki o bir enerji yoluna ve çok ciddi bir ekonomik büyüklüğe ulaşsın ve bunu Irak’lı muhataplarımıza söyledik. Hatta şöyle söyledik. Bizim şu anda Silopi'den Ceyhan'a kadar 1.4 milyon varillik iki tane petrol boru hattımız var. Biz burayı Kerkük-Yumurtalık boru hattının Türkiye kısmından bahsediyorum. 650 kilometrelik iki tane boru hattı var. Ve burası neredeyse yapıldığı günden beri, işte 90’daki Amerika-Irak savaşı, tekrar 2003’teki Amerikan işgali vesaire. Bütün bu süreçlerde hep atıl kaldı. Ama biz o hatları bakımlı ve çalışabilir halde tuttuk. Irak'lı muhatabımıza söylediğimiz şey şu: 1.4 milyon varillik Irak petrol ihracı Irak Basra'dan değil Kuzey istikametinden yani Türkiye üzerinden Akdeniz'e ve dünya piyasalarına gidebilir dedik. Yani Irak bugün neredeyse 3 milyon varil civarında bir ihracat yapıyor günlük. Bunun yarısını pekala farklı bir rotaya döndürme şansı ve yarın Basra'da inşallah olmaz ama bir aksilik çıktığında dolayısıyla böyle bir alternatif güzergahı oluşturabiliriz dedik. Yani Kalkınma Yolu o zaman hakikaten kalkınma yolu haline gelebilir. 1.4 - 1.5 milyon varil günlük petrol akışı demek yaklaşık 45-50 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklük demek.”
Doğalgaz faturalarıyla alakalı meraklısına son bir not:
Bakan Bayraktar’a biz de eve gelen doğalgaz faturalarını Avrupa’dakilerle kıyasladığınızda durum nedir diye sordum.
Şöyle bir cevap geldi:
“Avrupa'da şu anda TTF dediğimiz bir fiyat endeksi var. Ona baktığımız zaman fiyatı 450 dolarlar civarında. Bizim maliyetlerimiz bunun altında ama tabii biz şimdi mesela vatandaşlarımıza hemen hesap edelim sen evde ne kadar ödüyorsun. Sen mesela 162 dolar ödüyorsun. Avrupa'da 450 dolar. Bu 450 dolar Avrupa'daki, bizim maliyetimiz daha altında. Çünkü biz farklı kaynaklardan gaz alabiliyoruz. Ama ciddi bir kısmını, hani bunları hep söylüyoruz da yaklaşık yüzde altmışını devlet karşılıyor diyebiliriz.”