Mehmet Acet
Köşe Yazarı
Mehmet Acet
 

TÜİK'in bu işte bir suçu yok

Türkiye İstatistik Kurumu… Herkesin ezberindeki adıyla TÜİK. Enflasyonun yüksek seyrettiği bir ortamda enflasyon rakamları bu kurumun yürüttüğü çalışmalar üzerinden ilan edildiği için, en fazla hücuma uğrayan kurum da burası oluyor. Örneğin, Haziran ayı beklentileri %2’nin üzerinde bir enflasyon oranına işaret ederken TÜİK’in ulaşıp açıkladığı rakam %1,64 çıkınca yine benzer reaksiyonlar ortaya çıktı. Dün Meclis grup toplantısında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’de ağır sözlerle yüklendi TÜİK’e. TÜİK’in başında Erhan Çetinkaya isimli genç ama işinin uzmanı, parlak kariyere sahip birisi görev alıyor. İşinin uzmanı diyorum zira, bunu şuradan da ispat edebilirim: Sohbetimiz sırasında bize ekrandan gösterdiği grafiklerin önemli bir kısmını bizzat kendisi hazırladığını söyledi. Erhan beyle daha önce de bir araya gelip, başında bulunduğu kurumla alakalı çeşitli iddialar üzerine sohbet etmiştik. Önceki gün kendisiyle daha geniş katılımlı bir gazeteci grubu olarak bir araya geldik. Öncelikle Çetinkaya’yı tebrik etmeliyiz. Böyle durumlarda yapılması gereken en doğru işi yaptığı, her türlü soruya açık olacak bir tarzda basından geniş katılımlı bir davetli grubuyla bir araya geldiği için. Nitekim, serbest çağrışımlı, herkesin istediği an söz alıp soru yöneltebildiği bir formatta yapıldı o sözünü ettiğim toplantı. Keşke, kamu adına görev yürüten ve çeşitli iddialara, suçlamalara muhatap olan diğer herkes de böyle yapsa. “DÜNYA BU ÖLÇÜMLERİ NASIL YAPIYORSA BİZ DE ÖYLE YAPIYORUZ” Çetinkaya sözlerinin başında Haziran ayıyla enflasyonun inişe geçtiğini, bu süreçte enflasyon hesaplamalarına ilişkin tartışmaların devam edeceğini öngördüklerini, bunun algı yönlendirmesine açık bir konu olduğunu, bu nedenle doğru bilgiyi aktarmak için bu toplantıyı organize ettiklerini söyledi. Kendisine şu soruyu sordum: Siz TÜİK olarak Avrupa Birliği ülkelerinde, Amerika’da o ülkelerin TÜİK’i nasıl çalışıyorsa aynı yöntemlerle mi çalışıyorsunuz? Çetinkaya bu soruma net bir cevap verdi: “Evet, dünya nasıl yapıyorsa biz de öyle yapıyoruz.” TÜİK kendi başına, “Saldım çayıra, Mevlam kayıra” usulünce çalışan bir kurum değil. Denetleniyor. TÜİK’i denetleyen EUROSTAT isimli kurum, Avrupa ülkeleri dahil Dünya’nın diğer bölgelerindeki TÜİK benzeri kurumları da denetliyor. Basın buluşmasında açıkladıkları TÜFE rakamlarının Eurostat standartlarına yüksek derecede uyumlu olarak hesaplandığına vurgu yapan Çetinkaya, devamında geçen sene tartışması yapılan bir konu üzerinden  şunları söyledi: "Geçen yıl doğal gaz desteği sağlandığı dönemde TÜİK olarak 'hükümetin lehine rakamları açıklıyoruz' diye sosyal medyada yemediğimiz dayak kalmadı. Halbuki doğal gaz sıfırlandı ve herkesin cebine yansıdı. Bu desteğin endeks hesaplamalarında yer alıp almama konusunu Eurostat'a sorduk. Söz konusu indirimli fiyatların TÜFE içerisinde hesaplanması gerektiğini belirtti, biz de TÜİK olarak hesaba dahil ettik." TÜİK Başkanı Çetinkaya’nın açıklamalarından üzerinden, birkaç gündür tartışması yapılan konularla alakalı birkaç paragraf daha aktarmak istiyorum: “Örneğin Van'daki bir domates ile İstanbul Etiler'deki çeri domatesin fiyatı aynı olabilir mi? Bunların fiyatlarının ağırlıklı ortalamaları alınarak toplulaştırılan fiyatlar enflasyon hesaplamasında kullanılmaktadır. “Örneğin bugün (önceki gün) basına yansıyan bir haberde 2,57 lira yumurta fiyatı ifade ediliyor. Gezen tavuk yumurtası 5 lira. Ama 30'lu yumurtaların tanesi 2 lira. Tüketim ağırlıklarına bakıldığında vatandaşların çoğunlukla 30'lu yumurta tükettiği görülüyor. Ortalama toplulaştırılmış fiyatlara bakıldığında yumurta için 2,57 lira gayet mantıklı bir fiyat. Olay bir süre sonra teknik hesaplamalardan çıkıp algı yönetimine giriyor." “TÜİK ve ENAG verileri arasındaki farkı, kira fiyatları hesaplamalarında görebiliriz. TÜİK tarafından takip edilen kira fiyatları için diğer tüm mal ve hizmet fiyatlarında olduğu gibi sabit tanım ve kalitede seçilmiş olan 5 binin üzerinde konutun aylık kira değeri izlenmektedir. ENAG ise kira fiyatlarını emlak sitelerinden doğrudan almakta ve kira artışını her ay tüm kiracıların ev değiştirmiş olduğu varsayımı üzerinden hesaplamaktadır. ENAG, her ay tüm kiracılar yeni bir eve taşınıyormuşçasına hesaplama yapıyor, internet üzerinden her ay gözlemlediği artışları yanlış şekilde üst üste ekleyerek şişirilmiş bir zam hesabı yapıyor. Bu örnek ENAG'ın TÜFE metodolojisinden ne kadar uzak olduğunu sadece kira maddesinde dahi ortaya koymaktadır." SORUN TÜİK’İN YAPTIĞI ENFLASYON ÇALIŞMASINDA DEĞİL. SORUN HİSSEDİLEN ENFLASYONUN FARKLI OLMASI Şimdi… Esasen sorun, TÜİK’in yaptığı ve açıkladığı enflasyon araştırmalarından kaynaklanmıyor. Sorun, deyim yerindeyse herkes kendi enflasyonunu kendisi yaşadığı için, başka bir deyişle herkesin kendi enflasyonu farklı olduğu için algılanan yahut hissedilen enflasyonda. TÜİK enflasyona dair ülke geneline dair bir ortalamayı bulmakla yükümlü olduğu için, 900 civarı üründen oluşan bir sepet üzerinden çalışmalarını yürütüyor. Haliyle sepetteki ürünlerin önemli bölümü, halkın çoğunluğunun tüketim anlamında karşısına çıkan ürünler değil. Kira artışları, yumurta, et, süt, peynir dahil günlük kullanımı daha yaygın olan ürünler toplamda 900 ürün arasında oransal olarak sınırlı bir yerde kaldığı için, bir diğer tabirle bu ürünlerin ‘ağırlıklandırması’ oransal olarak küçük kaldığı için, enflasyona yansıması da tüketiciye göre kişiden kişiye değişiyor. E ama buradan yola çıkarak TÜİK’i suçlama, eleştiri konusu etme hakkı doğmuş olmuyor. Çünkü TÜİK, bütün ülkeyi perspektifi içinde tutma mecburiyeti ile bu araştırmaları yapıp açıklıyor. Bunun dışında tartışma konusu edilen bazı hususlarda TÜİK Başkanının mantıklı cevaplar verdiğini ifade edebilirim. Mesela Haziran ayı enflasyonu… Çetinkaya’nın söylediğine göre Haziran ayı enflasyonu uzun yıllardır zaten yılın 12 ayının en düşük enflasyon oranı olarak ölçülüyor. Yaz aylarına geçiş, seradan tarlaya geçiş gibi faktörler nedeniyle. Beklentilerin de altında çıkmasını Çetinkaya, elektrik, akaryakıt zamları vs. yeni uygulamaya geçen zamların önümüzdeki aydan itibaren verilere yansıyacak olması ile açıklıyor. “ENFLASYONUN ÜZERİNDE FAHİŞ FİYAT UYGULAYAN ŞİRKETLER VAR” Ha bu arada yine benim sorum üzerine TÜİK Başkanın yaptığı önemli bir açıklama var. Enflasyondan bağımsız olarak şirketlerin fahiş fiyat artışları yapması. Bunu TÜİK Başkanının söylemesi önemli. Aktaralım: "Türkiye'deki şirketler enflasyonist ortamı kullanarak normalde alması gereken karlardan daha yüksek fahiş karlar elde ediyorlar. Enflasyondan bağımsız şirket karlarına bağlı bir fahiş fiyat artışı var. Bu etki, pandemi sonrasından itibaren gözlemleniyor." Yorumlar86
Ekleme Tarihi: 12 Temmuz 2024 - Cuma
Mehmet Acet

TÜİK'in bu işte bir suçu yok

Türkiye İstatistik Kurumu…

Herkesin ezberindeki adıyla TÜİK.

Enflasyonun yüksek seyrettiği bir ortamda enflasyon rakamları bu kurumun yürüttüğü çalışmalar üzerinden ilan edildiği için, en fazla hücuma uğrayan kurum da burası oluyor.

Örneğin, Haziran ayı beklentileri %2’nin üzerinde bir enflasyon oranına işaret ederken TÜİK’in ulaşıp açıkladığı rakam %1,64 çıkınca yine benzer reaksiyonlar ortaya çıktı.

Dün Meclis grup toplantısında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’de ağır sözlerle yüklendi TÜİK’e.

TÜİK’in başında Erhan Çetinkaya isimli genç ama işinin uzmanı, parlak kariyere sahip birisi görev alıyor.

İşinin uzmanı diyorum zira, bunu şuradan da ispat edebilirim:

Sohbetimiz sırasında bize ekrandan gösterdiği grafiklerin önemli bir kısmını bizzat kendisi hazırladığını söyledi.

Erhan beyle daha önce de bir araya gelip, başında bulunduğu kurumla alakalı çeşitli iddialar üzerine sohbet etmiştik.

Önceki gün kendisiyle daha geniş katılımlı bir gazeteci grubu olarak bir araya geldik.

Öncelikle Çetinkaya’yı tebrik etmeliyiz.

Böyle durumlarda yapılması gereken en doğru işi yaptığı, her türlü soruya açık olacak bir tarzda basından geniş katılımlı bir davetli grubuyla bir araya geldiği için.

Nitekim, serbest çağrışımlı, herkesin istediği an söz alıp soru yöneltebildiği bir formatta yapıldı o sözünü ettiğim toplantı.

Keşke, kamu adına görev yürüten ve çeşitli iddialara, suçlamalara muhatap olan diğer herkes de böyle yapsa.

DÜNYA BU ÖLÇÜMLERİ NASIL YAPIYORSA BİZ DE ÖYLE YAPIYORUZ”

Çetinkaya sözlerinin başında Haziran ayıyla enflasyonun inişe geçtiğini, bu süreçte enflasyon hesaplamalarına ilişkin tartışmaların devam edeceğini öngördüklerini, bunun algı yönlendirmesine açık bir konu olduğunu, bu nedenle doğru bilgiyi aktarmak için bu toplantıyı organize ettiklerini söyledi.

Kendisine şu soruyu sordum:

Siz TÜİK olarak Avrupa Birliği ülkelerinde, Amerika’da o ülkelerin TÜİK’i nasıl çalışıyorsa aynı yöntemlerle mi çalışıyorsunuz?

Çetinkaya bu soruma net bir cevap verdi:

“Evet, dünya nasıl yapıyorsa biz de öyle yapıyoruz.”

TÜİK kendi başına, “Saldım çayıra, Mevlam kayıra” usulünce çalışan bir kurum değil.

Denetleniyor.

TÜİK’i denetleyen EUROSTAT isimli kurum, Avrupa ülkeleri dahil Dünya’nın diğer bölgelerindeki TÜİK benzeri kurumları da denetliyor.

Basın buluşmasında açıkladıkları TÜFE rakamlarının Eurostat standartlarına yüksek derecede uyumlu olarak hesaplandığına vurgu yapan Çetinkaya, devamında geçen sene tartışması yapılan bir konu üzerinden  şunları söyledi:

"Geçen yıl doğal gaz desteği sağlandığı dönemde TÜİK olarak 'hükümetin lehine rakamları açıklıyoruz' diye sosyal medyada yemediğimiz dayak kalmadı. Halbuki doğal gaz sıfırlandı ve herkesin cebine yansıdı. Bu desteğin endeks hesaplamalarında yer alıp almama konusunu Eurostat'a sorduk. Söz konusu indirimli fiyatların TÜFE içerisinde hesaplanması gerektiğini belirtti, biz de TÜİK olarak hesaba dahil ettik."

TÜİK Başkanı Çetinkaya’nın açıklamalarından üzerinden, birkaç gündür tartışması yapılan konularla alakalı birkaç paragraf daha aktarmak istiyorum:

“Örneğin Van'daki bir domates ile İstanbul Etiler'deki çeri domatesin fiyatı aynı olabilir mi? Bunların fiyatlarının ağırlıklı ortalamaları alınarak toplulaştırılan fiyatlar enflasyon hesaplamasında kullanılmaktadır.

“Örneğin bugün (önceki gün) basına yansıyan bir haberde 2,57 lira yumurta fiyatı ifade ediliyor. Gezen tavuk yumurtası 5 lira. Ama 30'lu yumurtaların tanesi 2 lira. Tüketim ağırlıklarına bakıldığında vatandaşların çoğunlukla 30'lu yumurta tükettiği görülüyor. Ortalama toplulaştırılmış fiyatlara bakıldığında yumurta için 2,57 lira gayet mantıklı bir fiyat. Olay bir süre sonra teknik hesaplamalardan çıkıp algı yönetimine giriyor."

“TÜİK ve ENAG verileri arasındaki farkı, kira fiyatları hesaplamalarında görebiliriz. TÜİK tarafından takip edilen kira fiyatları için diğer tüm mal ve hizmet fiyatlarında olduğu gibi sabit tanım ve kalitede seçilmiş olan 5 binin üzerinde konutun aylık kira değeri izlenmektedir. ENAG ise kira fiyatlarını emlak sitelerinden doğrudan almakta ve kira artışını her ay tüm kiracıların ev değiştirmiş olduğu varsayımı üzerinden hesaplamaktadır. ENAG, her ay tüm kiracılar yeni bir eve taşınıyormuşçasına hesaplama yapıyor, internet üzerinden her ay gözlemlediği artışları yanlış şekilde üst üste ekleyerek şişirilmiş bir zam hesabı yapıyor. Bu örnek ENAG'ın TÜFE metodolojisinden ne kadar uzak olduğunu sadece kira maddesinde dahi ortaya koymaktadır."

SORUN TÜİK’İN YAPTIĞI ENFLASYON ÇALIŞMASINDA DEĞİL. SORUN HİSSEDİLEN ENFLASYONUN FARKLI OLMASI

Şimdi…

Esasen sorun, TÜİK’in yaptığı ve açıkladığı enflasyon araştırmalarından kaynaklanmıyor.

Sorun, deyim yerindeyse herkes kendi enflasyonunu kendisi yaşadığı için, başka bir deyişle herkesin kendi enflasyonu farklı olduğu için algılanan yahut hissedilen enflasyonda.

TÜİK enflasyona dair ülke geneline dair bir ortalamayı bulmakla yükümlü olduğu için, 900 civarı üründen oluşan bir sepet üzerinden çalışmalarını yürütüyor.

Haliyle sepetteki ürünlerin önemli bölümü, halkın çoğunluğunun tüketim anlamında karşısına çıkan ürünler değil.

Kira artışları, yumurta, et, süt, peynir dahil günlük kullanımı daha yaygın olan ürünler toplamda 900 ürün arasında oransal olarak sınırlı bir yerde kaldığı için, bir diğer tabirle bu ürünlerin ‘ağırlıklandırması’ oransal olarak küçük kaldığı için, enflasyona yansıması da tüketiciye göre kişiden kişiye değişiyor.

E ama buradan yola çıkarak TÜİK’i suçlama, eleştiri konusu etme hakkı doğmuş olmuyor.

Çünkü TÜİK, bütün ülkeyi perspektifi içinde tutma mecburiyeti ile bu araştırmaları yapıp açıklıyor.

Bunun dışında tartışma konusu edilen bazı hususlarda TÜİK Başkanının mantıklı cevaplar verdiğini ifade edebilirim.

Mesela Haziran ayı enflasyonu…

Çetinkaya’nın söylediğine göre Haziran ayı enflasyonu uzun yıllardır zaten yılın 12 ayının en düşük enflasyon oranı olarak ölçülüyor.

Yaz aylarına geçiş, seradan tarlaya geçiş gibi faktörler nedeniyle.

Beklentilerin de altında çıkmasını Çetinkaya, elektrik, akaryakıt zamları vs. yeni uygulamaya geçen zamların önümüzdeki aydan itibaren verilere yansıyacak olması ile açıklıyor.

“ENFLASYONUN ÜZERİNDE FAHİŞ FİYAT UYGULAYAN ŞİRKETLER VAR”

Ha bu arada yine benim sorum üzerine TÜİK Başkanın yaptığı önemli bir açıklama var.

Enflasyondan bağımsız olarak şirketlerin fahiş fiyat artışları yapması.

Bunu TÜİK Başkanının söylemesi önemli.

Aktaralım:

"Türkiye'deki şirketler enflasyonist ortamı kullanarak normalde alması gereken karlardan daha yüksek fahiş karlar elde ediyorlar. Enflasyondan bağımsız şirket karlarına bağlı bir fahiş fiyat artışı var. Bu etki, pandemi sonrasından itibaren gözlemleniyor."

Yorumlar86

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yenidevirhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.