31 Mart yerel seçimleri için son düzlüğe girerken, gözler seçim sonuçlarının en fazla merak edildiği İstanbul’a çevrilmiş durumda.
Murat Kurum mu kazanacak?
Ekrem İmamoğlu mu?
Başka adaylar da var tabi.
Onların kazanma şansı yok ama bu ‘Diğer adaylara’ gidecek oyların dağılımı, Kurum’a ya da İmamoğlu’na avantaj/dezavantaj sağlayacak.
Şimdi…
Sandıkta ipi kimin göğüsleyeceğini tayin etme anlamında pek üzerinde durulmayan başka bir faktör daha var.
Ne mi o faktör?
Büyükşehirlerde seçimlerde sandık başında üç farklı (muhtarlık oyu hariç) oy kullanılacak olması.
Büyükşehir Belediye Başkan adayları için,
İlçe Belediye Başkanları için,
Ve bir de Belediye Meclisleri için kullanılacak oylar. (Partilere verilecek oylar genel bir kabul olarak Belediye Meclisleri için kullanılan oylar olarak görülüyor)
Önceki seçimler de gösterdi ki, seçmenin bir bölümü bu üç oyun tamamını aynı partiye ve aynı partinin adaylarına vermiyor.
Ayrıştırıyor.
Bazen, Büyükşehir ve İlçe Belediye Başkanlarına oyunu verip, belediye meclisinde başka bir tercih yapıyor.
Bazen, parti sadakati ile Belediye Meclisinde oy verip, Büyükşehir ve İlçe belediye başkanlarında başka partilerin adaylarına oy verebiliyor.
Bazen de, Büyükşehir ile İlçe adayları arasında da farklı isimlere yöneliyor.
Böyle bir kitle var ve İstanbul’da oylarını ‘seçerek/değiştirerek’ kullanan bu kitle sonucu belirleyebilir.
İşte bu noktada, yarışın İstanbul gibi kritik olduğu yerlerde aday profili son derece önemli hale geliyor.
Çok yüksek ihtimal, İstanbul’da sonucu, parti tercihi ile aday tercihini ayıranların yapacağı tercihler belirleyecek.
MURAT KURUM İSTANBUL’DA PARTİ OYLARININ ÜSTÜNDE OY ALABİLİR
Bu bağlama oturacak iki tane örnek vermek isterim.
Biri Ankara’dan.
CHP’nin Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, girdiği seçimlerde CHP’ye verilen oylardan daha fazla ‘kişisel’ oy alabiliyor.
İstanbul’daki örneğimiz ise, 2014’te merhum Kadir Topbaş’ın elde ettiği zaferden.
Mart 2014 seçimlerinde Topbaş, herkesin tek başına aday olarak girdiği seçimlerde %47,9 oranında oy alırken, Belediye Meclisi’nde AK Parti için kullanılan oy oranı %45 olarak karşımıza çıktı.
Bu rakamın da açıkça ortaya koyduğu gibi, partili olmadığı halde, aday tercihi yapan bir kitle var, her yerde olduğu gibi, İstanbul’da da.
MURAT KURUM’UN KADİR TOPBAŞ’A BENZEYEN ÖZELLİKLERİ VAR MI? EVET, VAR.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart’ı İstanbul seçimi olmaktan çıkarıp, bir Türkiye seçimi havasına sokmaya çalışıyor.
Daha dün, Kağıthane’de “Mesele bir belediye başkanlık seçimi meselesini aştı. Bir anlayış meselesinin tarihe gömülmesi meselesi" dedi.
Birkaç hafta önce yaptığı bir başka açıklamada da, bu seçimin “Köprüden önceki son çıkış” seçimi olduğuna değinen bir söylem kullandı.
İmamoğlu bunu niçin yapıyor?
İki sebebi var bunun.
Birincisi, muhalefet cephesini kendi ekseni etrafında toplamak için böyle bir dil kullanıyor.
İkincisi ise, İstanbul’u konuşmaya ve İstanbul’a yapılanlara/yapılamayanlara, yapılacaklara geldiğinde iş, Murat Kurum’la yarışamayacağını fark ettiği için, meseleyi genel siyasete çekmeye çalışıyor.
Muhalefet oylarını konsolide etme anlamında izlediği yöntemin, İmamoğlu açısından rasyonel bir zemini var mı?
Evet, var.
KARARSIZ, APOLİTİK KİTLE ŞEHRİN SORUNLARINI GENEL SİYASETİN ÜSTÜNDE TUTUP ONA GÖRE BİR TERCİH YAPARSA BU KURUM’A YARAR.
Ancak, vaka şu ki, İstanbul seçim sonuçlarını konsolide olmuş oylar değil, İstanbul için oy kullanma eğiliminde olan, kararsız/apolitik oylar belirleyebilir.
Yani, üç oyunun üçünü de, yahut ikisini değiştirerek, bir başka deyişle seçerek, ayrıştırarak kullanacak kitle sonucu tayin edebilir.
Murat Kurum cephesinden gelen haberler, son 10 gün stratejisi bağlamında polemik yerine sadece yapılacak işlere, projeler odaklanma biçiminde belirlendiğine işaret ediyor.
Örneğin, trafik sorununu rahatlatacak olan Avrupa ve Anadolu Yakası’na yapılacak 122 kilometrelik tüneller projesi.
Örneğin, depreme karşı şehri dirençli hale getirmek adına vadettiği 650 bin konut projesi.
Kurum’un keskin olmayan politik çizgisinin, kararsız/apolitik kitle üzerinde bir sempati oluşturduğu gözlenebiliyor.
Önceki gün, Adalar’dan yansıyan görüntülere bakılabilir,
Kurum, kampanya döneminde her kesimden oy alabilecek bir dil kullanmayı ve ‘Sadece İstanbul’ sloganıyla bütün işi şehre odaklanmak olacak bir aday profili vermeyi başardı.
Muhalefetin biri yerel, diğeri genel iki seçimde sayısal üstünlük sağladığı İstanbul’da, sonucun hata payı içinde görülmesinin sebebi de bu.
Kurum’un iki buçuk ay boyunca üstüne koya koya iddialı bir yere gelmesi.
Yani, Belediye Meclisi ve İlçe belediyelerinde başka partilere ve adaylara yönelebilecek ‘bir miktar’ seçmen oyu, Murat Kurum’a yönelebilir.
Ve ‘üçüncü tercih’ olarak nitelendirdiğimiz bu ‘bir miktar’ oy, Kurum’a seçimi kazandırabilir.
Mehmet Acet Haber7