“Asgari ücret ne olacak, söylesene Ali bey” diyen okurlarımız..
“Boşver Suriye’yi, sen emekli maaşlarından bahset” diyen vatandaşlarımız..
“Almanya mı bizi kıskanıyor. Hah hah ha.. Asgari ücret orda ne kadar avro, burda ne kadar avro” diyen solcularımız..
Rahat olsunlar.
Asgari ücreti de yazacağız.
Sonraki yazıya erteleme yok..
Şimdi yazıyoruz.
Değerleme oranı % 43.93 olarak açıklandı mı?
Açıklandı..
Boşverin ENAG hokkabazlarını..
Devletin resmi kurumu TÜİK, enflasyon rakamını % 44’ler seviyesinde açıklıyor mu?
Açıklıyor..
Enflasyon, aralık ayı için henüz netleşmese de, büyük ihtimalle 2024 yılı için % 44 olarak çıkacak mı?
Evet, çıkacak..
2024 yılında, ara zam yapılmadığına göre, asgari ücretin hakkı, enflasyon oranında zam gelme ilkesinin doğal sonucu olarak % 43.93 zamlanmalı mıydı?
Evet..
Nitekim, asgari ücrette işverene prim desteği, 700 TL’den 1000 TL’ye çıkarılarak, % 43 zam gelmiş mi?
Gelmiş..
O zaman, asgari ücretin, 17,002 TL’den 22,104 TL’ye çıkarılarak, zammın % 30 oranında tutulmasında bir yanlışlık var..
Ki, iktidar tarafından yapılan açıklamalarda, asgari ücrete enflasyonun altında olmamak üzere zam yapıldığı açıklamalarında da, bir yanlışlık olmalı..
Bizim gördüğümüz yanlışlığı, mümkün mü, Çalışma Bakanı görmesin..
Ak Parti’nin ekonomik kurmayları görmesin..
Cumhurbaşkanı görmesin..
Ben yanlışlık mutlaka görülüyor ve düzeltilecek diye düşünüyorum..
Nasıl ki..
En az emekli maaşına yapılması gereken zam, haziran ayına yetişmedi diye, kıyametler kopartanların aksine..
Biz, “Mutlaka bir iyileşme yapılacak. Yapılmaması mantıksız olur” demiş isek.
Ve sonuçta, temmuz ayı içinde bu değişiklik yapılmış ise..
Ak Parti, bugüne kadar verdiği sözleri tutan bir siyasi parti olarak, % 44 oranındaki enflasyon rakamının altında olmayacak şekilde, asgari ücreti, birkaç ay içinde mutlaka revize edecektir..
2002’deki 126 dolarlık asgari ücret, dolar bazında 5 misline çıkmamış, yerinde saymış olur..
Dolayısı ile asgari ücretlinin alım gücü düşmüş olur..
“Bu ilk değil ki. AK Parti daha önce de benzer uygulamalara imza atmıştı” deriz..
Umudumuzun yerini, umutsuzluk alır..
Ama, isterseniz ekmek, isterseniz yumurta, isterseniz beyaz et, isterseniz kırmızı et. İsterseniz un, isterseniz şeker..
Altın hariç..
Hangi ürünü getirirseniz getiriniz, 2002’de asgari ücret ile ne miktar alınabiliyordu, tane ise tane. Kilo ise kilo..
Koyun önüme..
Asgari ücrete gelen zam sonrasında, kesinlikle 2002’deki alınanın ya % 40 fazlasını, ya % 50 fazlasını bugün alabildiğimizi ispatlarım..
“Altın hariç” dedim..
Altın, dünya genelinde dolar bazında, kat kat yükselmiş..
Eğer altın üzerinden maaş kıyaslaması yapılacak olursa, Amerika’dan, Avrupa’dan, en zengin ülkelerden de insanlar, “2002’de bizim aldığımız maaş ile aldığımız altının şimdi onda birini ancak alıyoruz” demesi gerekir..
Böyle bir algı yapılan ülke var ise, bizdeki altın üzerinden algı oluşturma heveslileri de, hesabı altın üzerinden yapmaya devam etsinler..
Bir hatırlatma daha yapayım.
Dolar bazında, 2024 Ocak ayındaki asgari ücret, bugün artmış görünse de..
Alım gücü açısından, bence böyle bir artış yok..
Doların eski yıllardaki şişkinliği gerilediği için, asgari ücret bugün itibari ile 2024 Ocak ayından daha yüksek gibi görünüyor. Aslında 2024’deki asgari ücretin (dolar değerinin suni yüksekliğinden dolayı) o tarihteki dolar değeri, bugüne göre daha düşük kalmış oluyor...
Altını bir kenara bırakalım. Doları bir kenara bırakalım..
Mutfakta yediklerimiz. Ve zorunlu giderlerimize bakmamız lazım..
Bunlarda da hodri meydan dedim.
Demeye devam edeceğim..
Peki, Ak Parti niçin enflasyonun altında zam yaptı diye soracak olursanız.
Suriye’deki gelişmeleri gözden kaçırmamamız lazım.
Asgari ücrete, Suriyeli kardeşlerimizin Türkiye’de kalmasını adeta teşvik edercesine yapılacak bir zam, onların vatanlarına dönmeleri konusunda tereddüt yaşamalarına sebep olabilir.
Birkaç ay sabredelim. Suriyeliler vatanlarına dönsünler.
İşçi arzı azalsın.
Şu an açıklanan asgari ücret, fiilen uygulanmaz olacaktır..
İşverenler, “Asgari ücret 22,104 TL ama, sen gel 24-25 bin TL’den başla” diye işçi arayacaklardır..
Bu bir tahmin.
Hani ekonomi uzmanları diyorlardı ya..
“Arz ve talep.. Arz artarsa; talep karşılanır, üstünde arz oluşursa.. Fiyat düşer. Talep artarsa; arz eksik kalır, talepler karşılanamazsa, fiyat yükselir..”
İşte işçi arzı, Suriyelilerin vatanlarına dönmesi ile birlikte.. Hepsi demiyorum. Yarıdan fazlasının dönmesi bile, Türkiye’de büyük bir işçi arzı azalması anlamına gelecektir.
Bir kısmı belki, işsiz sayımızdan düşecektir..
Ama sonuçta, işçi arzı azalacaktır. İşçi talebi, bugün göre yeterince karşılanamayacaktır.. Dolayısı ile işçi aranır hale gelecek, ona ödenecek maaş da artacaktır..
Bu dengeyi sağlamak üzere, siyasi iktidarın birkaç aylığına, dişimizi sıkmamızı öngördüğünü tahmin ediyorum..
Belki fiili durumu da beklemeden, asgari ücreti yeniden revize edeceğini düşünüyorum.
Ömrümüz var ise..
Birkaç ay sonra, ne oldu, nasıl oldu, umudumuz gerçekleşti mi, tekrar değerlendiririz.
Bir hatırlatma daha yapayım..
“Asgari ücret ile sen geçin de göreyim” diyenler..
Aslında ülkemizde her haneye iki maaş girdiği gerçeğini gizliyorlar..
Ülkemizde 33 milyona yaklaşan ücretli.. 16 milyon emekli var..
Yani, 49 milyon insanımız her ay periyodik bir maaş alıyor..
Hane sayımız ise 25 milyon civarında..
Hane sayımız 25 milyon iken, 49 milyon kişiye periyodik ödeme yapılıyorsa.. Her haneye, ortalama iki maaş giriyor demektir..
Doğrudur, özellikle muhafazakar ailelerde, eşler çalışmıyor.. Evlere giren maaş sayısı tek olabilir..
Ama muhafazakar ailelerde de, çocuklar büyümüş ise onlar çalışıyor, çocuklar küçük ise, büyük anne-babadan yardım alınıyor..
Herkes böyledir demiyorum.
Sanki her haneye mutlaka sadece ve sadece 1 maaş giriyormuş gibi yapılmak istenen algıyı dikkatinize sunuyorum..