AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın Ankara adayı Turgut Altınok’un, TRT Haber’de katıldığı yayından bir alıntı ile başlayalım:
“Geçtiğimiz 5 yılda yaptığı şu an 5 santimetre metro yoktur, temel yoktur. (ABB Başkanı Mansur Yavaş’ı kast ederek) Ankara'da ciddi bir ulaşım sorunu vardır. 75 tane kavşak yapacağız. 80 kilometre metro yapacağız. Bütün projelerimiz hazırdır. TRT Genel Müdürlüğü önündeki çalışma 2 yıl sürdü. "Yol yapsaydım da trafik mi olsaydı" diyen başkan mı olur?”
Altınok’un adres gösterdiği, TRT Genel Müdürlüğü önündeki bir iki kilometrelik yol çalışmasının 2 yıl sürmesi, Ankara’da yaşayan herkesin bildiği, o güzergahı kullanmak zorunda kalanların ise bizzat çilesini çektiği bir büyük mesele olmuştu.
O yol aynı zamanda Mansur Yavaş yönetiminin belediye hizmetlerinde ne kadar ‘yavaş’ olduğuna dair bir kanaat üretti Ankara’da.
5 yılın sonunda şunu görüyoruz.
Mansur Bey, ‘Yavaş’ soy isminin Ankaralılar nezdindeki çağrışımının ‘yavaş’ biçiminde yerleştiğini fark ettiği için olsa gerek, kampanyasında sadece Mansur Başkan ifadesini kullanıyor.
Turgut Altınok da bunu fark etti ve akıllıca bir hamle ile, “Yavaşlayan Başkent İçin Hızlanma Zamanı”sloganını afişlerinde kullandı.
19 yıllık bir Ankara ‘sakini’ olarak gördüklerimi, yaşadıklarımı, yaşamakta olduklarımı yazayım.
Ankara’nın trafik çilesi giderek artıyor.
Deprem bölgesinden taşınanların da etkisiyle trafikteki araç sayısı artmış durumda.
ANKARA SEÇMENİ NE DİYECEK?
Artık bir yere giderken, özellikle sabah ve akşam saatlerinde telefondan navigasyona başvurarak güzergah seçimi yapıyoruz.
Çünkü bu trafik giderek daha da artacak ve yeni yollar, yeni ulaşım seçenekleri oluşmadığı, oluşturulmadığı sürece Ankara’yı, çok da değil, birkaç sene içerisinde İstanbul’un akıbeti bekliyor.
Dolayısıyla Pazar günü seçim yaparken kimin kazanacağı sorusuyla birlikte, Ankara’nın önümüzdeki 5 yıl içinde kimle kazanacağı, kimle kaybedeceği sorusu da önemli hale gelmiş durumda.
TURGUT ALTINOK’A YAPILANIN ADI HAKSIZLIKTIR.
Mansur Yavaş ve CHP mahallesi, Turgut Altınok’a açıkladığı mal varlığı üzerinden yüklendi.
Enteresandır, İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun Turgut Altınok’tan daha fazla olduğu anlaşılan mal varlığı, muhalefet çevrelerinde “Normaldir, hakkıdır” şeklide karşılanırken, Altınok’un babadan, dededen miras mal varlığı sanki gayrı meşru yollarla edinilmiş gibi bir hava lanse edildi.
Oysa ölçü bellidir:
Bir zenginleşme olduysa, bu zenginleşme siyaset üzerinden, siyasi imkanlar üzerinden mi gerçekleşmiştir sorusu ile bu işlere bakılması gerekir.
Turgut Altınok’un Belediye Başkanlığı yaparken, kamu malına, yetim hakkına gösterdiği titizlik, belediye imkanlarını birilerini zenginleştirmek adına kullanmadığına dair bilgiler ortada.
Kendisi, Mansur Yavaş’ın 2,5 milyar liralık seçim kampanyası yaptığını söylerken, kendi kampanyasının AK Parti tarafından finanse edildiğini bizim ÜLKE Tv’de yaptığımız programda dillendirmişti.
20 yıllık belediye başkanlığında belediye imkanlarını birilerini zenginleştirmek için kullanmış olsaydı, o birileri şimdi tutar Altınok’un seçim kampanyasını finanse ederdi herhalde.
Altınok, son katıldığı TV 100 programında, “Belediye başkanlığı döneminde benim mal varlığım azalmış, Sayın Yavaş’ın mal varlığı artmıştır” şeklinde bir açıklama yaptı.
Bu sözler, belediye imkanlarını şahsi menfaatlerim için kullanmadım anlamına gelir.
Aynı zamanda bir meydan okuma, bir hodri meydan anlamı taşır.
Ki, Altınok’un Belediye Başkanlığı 5 yılla sınırlı değil, toplam 20 senelik bir dönemden söz ediyoruz.
20 yıl boyunca Keçiören’e hizmet ederken, oradaki imkanlar üzerinden zenginleşmemek, birilerini zenginleştirmemek önemli bir referanstır.
MAYIS AYINDA AK PARTİ, MHP VE BBP’YE OY VERENLER AYNI TERCİHTE BULUNURSA ALTINOK SEÇİMİ KAZANIR
31 Mart seçimleri için son haftanın içindeyiz.
Ankara’da Mansur Yavaş, seçimi açık ara kazanacaklarına dair bir iddia ile hareket ediyor.
İddia dedim ama bunun aynı zamanda bir manipülasyon olduğunu da belirtmeliyim.
14 Mayıs seçimlerinin akşamında Yavaş ve İmamoğlu’nun “Aramızda kalsın kazanıyoruz” muhabbetiyle yaptıkları çekimi hatırlayınca, “Açık ara kazanıyoruz” iddiasının da propaganda yönü hemen kendini belli ediyor.
Gerçek şu ki, Ankara’da sonucu kararını henüz vermemiş, yahut belli etmemiş olan bir kitle belirleyecek.
Bu kitlenin son hafta içinde olmamıza rağmen %10 bandında olduğu söyleniyor.
Bu %10’un içinde daha önce Cumhur İttifakı paydaşlarına oy vermiş olanların sayısı daha fazla.
Yani aslında şöyle bir durum var:
Aslında, 14 Mayıs’ta AK Parti, MHP ve BBP’ye oy verenler 31 Mart akşamı Turgut Altınok’a oy verseler, Altınok ipi göğüslüyor.
Cumhur İttifakı’nın yüz 45 civarı oyundan söz ediyoruz.
O nedenle Ankara seçimlerinin sonuçlarını, belki de sandığa giderken kararını verecek olan seçmen kitlesi tayin edebilir.