Merkezinde maalesef ki maalesef insanların hayatlarının sağlıklı bir şekilde devam etmesi için vesile olması gereken doktorların olduğu yenidoğan çetesi olayı; Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı üçgeninde çözülmeye çalışılıyor.
Emniyet delilleri topladı, gözaltılar yapıldı, tutuklamalar gerçekleşti, iddianame hazırlanıyor. Diğer taraftan suç niteliğinde işlemlere karışan hastaneler kapatılıyor. SGK kapsamında yapılan ödemeler varsa onların geri alınması için Çalışma Bakanlığı harekete geçti.
Yenidoğan çetesi üzerine dört büyük koldan gidilirken, suçların odağındaki doktorlar hakkında disiplin işlemi yapması gereken Türk Tabipleri Birliği ne yapıyor?
Sorumluluğu direkt Türk Tabipleri Birliği’nin üzerine yıkmıyorum.
Ama ülke gündemindeki siyasi konular için sabah akşam açıklama yapan, sözümona kendince yol gösteren Türk Tabipleri Birliği, kendi üyelerinin karıştığı bir suç örgütünün elemanlarına karşı net ve kesin bir işlem yapmıyorsa..
Emniyetin, savcıların ve hakimlerin önünü açacak şekilde yol gösterici açıklamalar ve disiplin soruşturmaları yapmıyorsa.
Bunun adı nedir?
Türk Tabipleri Birliği 16 Ekim 2024’te açıklama yapmış.
Okullarda öğrencilere yemek verilmesi ile ilgili bir açıklama.
Daha öncesinde bir açıklama daha.. 100.000 liralık kredi kartı limiti olanlara aylık 65 TL katkı payı ödeme getirilmesi düzenlemesi ile ilgili olarak yaptıkları açıklamanın başlığı şöyle: “Çalışanların ve Halkın Sırtına Yeni Vergiler Yükleyenlere Sesleniyoruz; Yönetemiyorsunuz!”
Bundan daha öncesinde de yine sağlık ile ilgili değil, sağlıkta vatandaşların çektikleri çilelerle ilgili değil, Türk Tabipleri Birliği’nin üyesi doktorların işledikleri suçlarla, tecavüzlerle, yolsuzluklarla ilgili değil.. Bakın hangi konuda yine açıklama yapmışlar:
“Şirketler Lehine Vazgeçilen Vergi Yükünün Ücretlilere Yıkılması, Vergide Adalet Talebinin Haklılığını Göstermektedir”
Haydaaa..
Türk Tabipleri Birliği’nin açıklamaları arasına şirketler nereden girdi?
Vergi yükünün şirketlerden alınıp ücretlilere yıkıldığı palavrası nereden çıktı?
100.000 liralık kredi kartı limiti olanlara aylık 65 TL’lik katkı payını çok görüp, ciyak ciyak bağırdıktan sonra ‘vergide adalet’ talebinden bahsetmek hangi akla sığıyor?
Sorular onlarca.
Ama yeri gelince Kemalist,
Yeri gelince PKK’nın kimyasal silahla vurulduğu iftirası atacak kadar terör örgütü yanlısı açıklamalarıyla tanınan TTB, esas üzerine gitmesi gereken yenidoğan çetesine karışmış doktorlara dokunmadan siyasi iktidara vergi konusunda ve diğer konularda akıl öğretmeye kalkışıyor.
Bugüne kadar TTB üyesi doktorların karıştığı suçlardan dolayı, meslekten ihraç cezasını çok çok nadir veren ve bu haliyle üyelerini suç işlemekten çekindirmeyen meslek kuruluşu..
Yenidoğan çetesi olayında da yine konuyu ağırdan alıyor.
Suçların hastanelerde işlenmiş olması hasebiyle, konuyu tam hakim ve vakıf olması gereken, doktorluk mesleğinin de kamu kurumu kuruluşu niteliğindeki TTB’nin, savcılığa da hakimliğe de yol gösterici uzman görüşleri çok önemli iken…
Bakın yenidoğan çetesi konusunda yaptıkları açıklamada ne diyorlar:
“İstanbul’da çok sayıda bebeğin, aralarında hekimlerin ve sağlık çalışanlarının da olduğu bir çete tarafından tıbbi gereklilik olmadığı halde anlaşma yapılmış özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yönlendirildiğine, bu sayede Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan ve ailelerden haksız gelir elde edildiğine ve daha vahimi bebeklerin bir kısmının yoğun bakım takipleri sırasında hayatını kaybettiğine ilişkin haberleri Türk Tabipleri Birliği olarak yakından takip etmekteyiz.”
Emniyet soruşturması bir yıl önce başladığına göre, TTB tarafından yakından takip edildiği öne sürülen bu konuda, disiplin dosyasında da belli bir aşamaya gelinmiş olmalı.
Emniyet delilleri toplamış, savcılık tutuklama verilecek noktaya dosyayı getirmiş.
Peki hastane işlemlerinde ve sağlık konusunda, neler yapılabilinir, neler gerekmez… Yoğun bakımda ne yapılır, ne yapılmaz.. Bebeklere hangi ilaç verilir, hangisi verilmez, hangisi ne sürede verilir.. Bu konularda uzman isimlerin bulunduğunu sandığımız TTB ne yapmış?
Açıklamadan öğrenelim:
“Olayla ilgili kamuoyuna yansıyan ayrıntıların hekimlik değerleri bir yana, insanlık ile bağdaşmayacak nitelikte olduğu ve sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması gerektiği açıktır.”
Tamam anladık, bebeklerin yoğun bakımda işlenen suçlara hedef olmaları insanlık ile bağdaşmaz.. hekimlikle de bağdaşmaz.
Peki ne yaptınız?
Ne yaptıklarını da şöyle açıklıyor TTB:
“Bizce çok açık olan bir diğer husus ise; bu olayın, yıllardır kamuoyunu ve yetkilileri uyardığımız bir gerçeği, Sağlıkta Dönüşüm Programı doğrultusunda uygulanan politikaların halkın yararına olmadığı ve sağlık sisteminde yıkıcı sonuçları olduğu gerçeğini inkar edilemeyecek şekilde ortaya koymuş olmasıdır.”
PKK’ya lanet okumadan, TSK’ya iftira atanlardan ve kimyasal silah kullanıyor diyenlerden ne beklersiniz ki..
Yenidoğan ünitesindeki bebeklere karşı suç işleyen üyelerini derhal meslekten ihraç edeceklerine..
Siyasi iktidarın sağlık politikalarına laf çakmaya çalışıyorlar.
Yenidoğan bebeklere karşı işlenen suçlarla ücretsiz sağlık hizmetinin ne alakası varsa, cinayet işleyen doktorları adeta korumak için, “Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlık sistemimizi çürütmüştür” açıklaması yapmışlar.
Sağlığınız kimlere emanet görüyor musunuz.
Suç işleyen üyelerini derhal meslekten ihraç etmeleri gerekenler, topu çevirip, nasıl siyasi iktidara suçlama yapmaya getiriyorlar, görüyor musunuz.
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit Gazetesi