Erdoğan’ın “U” dönüşleri diyor, “O” dönüşüyapmaktan sarhoş olan sahtekarlar.. Neymiş, Mısır’da darbe yapılmış ama.. “Bize ne” imiş, “darbe yapıldı ise yapıldı, biz ticaretimize bakmalıyız” imiş. Bunlar nasıl ahlaksız insanlar biliyor musunuz? Bunlar nasıl riyakar insanlar biliyor musunuz? Mısır’daki olayı, Türkiye’ye getirin. 27 Mayıs darbesine getirsem.. O darbeye de sahip çıkar, ahlaksızlar.. Farklı bir örnek vereyim.. Çok lokal örnek.. Ülke genelinden değil... Biraz daha daraltalım. Biraz daha daraltalım.. Ve şu somut olaya indirelim: Adam 30 yıllık karısını mı öldürmüş? Ama adam güçlü ise!  Parası çok ise! Arkası kuvvetli ise! Öyle ise olaya şöyle yaklaşalım: “Boşveeer. Adam karısını öldürdü ise öldürdü. Bize ne canım? Biz işimize bakalım. O adam üzerinden yapacağımız ticarete bakalım..” Bunu diyenler, Sisi’nin darbesine, “Bize ne canım. Darbe yaptı ise, yaptı.. Biz işimize bakalım” diyenlerdir. Sisi, bir meydanda bir gecede 4 bin Müslümanı öldürdü.. Biz ona katil demeyeceğiz de, ne diyeceğiz? Seçilmiş Cumhurbaşkanını, darbe ile indirdi.. Biz ona darbeci demeyeceğiz de ne diyeceğiz? Tayyip Erdoğan, 11 yıl boyunca, bu darbenin hesabını sormak için çalıştı mı? Çalıştı.. Karısını öldüren koca örneği üzerinden söylersek.. Katil kocanın, cezalandırılması için yıllarca mücadele etti mi? Etti.. “Ben ticaretime bakayım. Menfaatime bakayım, bana ne, cinayet işlemişse”demedi.. Bu alkışlanacak bir davranış mıdır? Evet.. Darbeci Sisi’ye “Eyyyy Sisi” derken.. Kendi menfaati için mi itiraz etmişti? Hayır.. Hukukun üstünlüğü için itiraz etmişti.. Adaletin tesis edilmesi için itiraz etmişti.. Ama başaramadı.. Yıllarca bu direncini sürdürdüğü halde. “Türkiye’de hukuk yok, bakın Norveç’te, bakın İsveç’te, bakın Almanya’da, bakın Amerika’da hukuk var” diyerek.. Bize örnek gösterilen ülkeler bile, darbeci Sisi’yi, yıllar önce kırmızı halılar ile karşıladılar.. Ama o ülkelerde hukuk olduğunu iddia eden bizim mahallenin dindarları bile utanmadılar.. Ve sonunda geldik, herkesin katile beyefendi muamelesi yapmasının üzerinden yıllar geçtikten sonra.. Siz yalnız kaldıktan sonra.. Artık bu direncinizi zayıflatmaya.. Hele hele.. Bir de.. Bu dik duruşunuz üzerinden, ülkenize bazı kayıplar yaşatılıyor ise.. Ve son olarak, bu dik duruşunuz üzerinden, Gazze’de Müslümanların kayıplarının azaltılmasında atılacak adımlar erteleniyorsa.. “Kan kustuk, kızılcık şerbeti içtik dedik” misali.. Sisi ile..  El sıkışılmak mecburiyetinde kalındı.. Olayı böyle görmeyip, ilk günden Sisi’nin elinin sıkılması gerektiğini söyleyenler, yanıbaşında babası öldürülse, eğer katil ile bir ticaret yapma ümidi var ise, babasına sahip çıkmayıp, katili alkışlayacak tıynette ahlaksız kişiler değil de nedir? Kimse bana.. “Bu dik duruş devam ettirilmeli idi” demesin.. Bu dik duruşun devam etmesi için, sen ne yaptın? Biz ne yaptık? Kim ne yaptı? Tüm dünyaya rağmen, Tayyip Erdoğan o dik duruşu gösterdiğinde, kendisine ne kadar destek verebildik? CHP’sinden Saadet’ine kadar.  Her biri, “Canım ilişkiyi devam ettirelim.. Hatta böylece, Mursi’ye de yardımcı olmuş oluruz” demediler mi? Türkiye içindeki bu “katili mazur gören” tiplerin yanısıra.. Dünya genelinde, zaten katilin işbirlikçileri var ise.. Mısır’a silah satmak için.. Mısır’ın imkanlarını sömürmek için.. Sisi’ye, “senin suçunu biz görmezden geleceğiz. sen de Mısır’ın imkanlarını bize peşkeş çek” demişler ise.. Burda Türkiye’nin yaptığı mı, yoksa emperyal devletlerin ahlaksızlıkları mı, tarihe “ahlaksızlık” olarak geçecektir.. Bugün nasıl ki, Gazze’de çocukların öldürülmesine engel olamıyorsak.. Maalesef, dünya genelinde, Mısır’daki darbenin “darbe” olarak tescillenmesine de muvaffak olamadık. Keşke muvaffak olsaydık.. Keşke, bir gecede öldürülen 4 bin insanın hesabı sorulsaydı.. Ama bu olaylar zinciri. Hem dünya genelindeki ahlaksız düzenin ifşaası için.. Hem de Türkiye’deki ahlaksız kafaların tescili için, bizim önümüzde bir belge oldu.. “12 yıl boyunca kaybettiklerimiz ne olacak” diyen ahlaksızların, bu ülkede “hukuk” diye ağızlarından bir kelime çıkarsa.. Anında onları ifşa etmek boynumuzun borcu olsun.. Bir darbecinin hizaya getirilmesi için direnilmesini, “Bize ne canım. Biz ticaretimize bakmamız lazımdı” diyerek mahkum etmeye kalkanları, sokak hayvanlarına kötü muameleden başlayın, kadın cinayetlerine kadar, aklınıza gelen her türlü suç eylemi ile ilgili konuşmalarında, Sisi için geliştirdikleri “bize ne canım” yorumları ile onların ahlaksızlıklarını ironik şekilde ifade etmek, boynumuzun borcu olsun.. Ama yine biz.. İlkeli duruşumuz gereği, bizim ülkemizde yaşanmamış olsa da.. Bir gecede 4 bin insanı öldüren Sisi için nasıl katil diyorsak.. Sokak hayvanlarına kötü muamelede de, İslam’ın emrettiği vicdanı kuşanacağız..  “Bize ne” demeyeceğiz, göçmenlere karşı eziyetlerin de karşısında olacağız.. “Öldürmüş ise öldürmüş. Biz işimize bakalım” demeyeceğiz,  kadın cinayetlerinin de karşısında olacağız, katillerin hesap vermesini isteyeceğiz.  Etnik farklılık sebebi ile yapılan ayrımcılıkların da karşısında olacağız..