İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, diğer namı ile CHP İstanbul eski İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun tanımlaması ile “müteahhit kafalı” Ekrem İmamoğlu, 31 Mart akşamı emekliye ayrılacak..
Görüntü o ki, İstanbul il düzeyinde bir miting bile yapmaya cesareti yok..
Bakmayın siz, Karar gazetesinde Ahmet Taşgetiren ağabeysinin, “Yarı yarıya düşüş işaret mi” başlıklı yazısında, AK Parti’nin İstanbul’da önceki seçimlerde düzenlediği mitinglerdeki katılımcı sayısı ile bu hafta sonu, ramazan günü yapılan mitingdeki katılımcı sayısını kıyaslayıp, “AK Parti’nin oyları yarıya yarıya iniyor mu” sorgulamasına..
Bir kıyas yapacaksanız..
Aynı seçim döneminde, iki rakip adayın mitinglerini kıyaslamanız lazım..
Elma ile armutu kıyaslayıp, “yaşasın” demenin sevinci, ancak üç gün sürer..
Sonrası ise hayal kırıklığı olur..
Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da miting düzenlemeye bile cesaret edemiyor..
İki binlik, üç binlik ilçe mitingleri ile idare ediyor iken.
AK Parti’nin 650 bin katılımlı mitingini beğenmezseniz..
Hatırlatırlar adama: “Ekrem İmamoğlu’nun 39 ilçede yaptığı mitinglerin her birine 10 bin kişi katılsa, 390 bin eder. yine AK Parti’nin yarısı ancak ediyor.”
Her neyse..
Ahmet Taşgetiren yapsın hesabı..
İsterse de, “toplumu eşcinsel evliliğe hazırlıyoruz” diyen Ekrem ile gurur duysun..
31 Mart akşamı, Ekrem İmamoğlu Belediye Başkanlığından emekliye ayrılacak.
Ama siyasetten de emekliye ayrılıp ayrılmayacağına, CHP’liler karar verecek.
Belki de, kıvrak bir beden hareketi ile “CHP genel merkezi beni engelledi. Genel merkezi bana verin, cumhurbaşkanlığını CHP’ye kazandırayım”diyerek CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturup, İBB’den emekliliğini ranta çevirecek..
Hatırlayın, 5 ay önceki CHP Genel Başkanlığı seçiminde, delegelere deste deste dolarlar verilerek, yüksek fiyatlı cep telefonları hediye edilerek, genel başkanlık koltuğuna oturamamış ise de.. Ekrem beyin yönetimde söz sahibi olduğu bir gerçek.
Öyle bir söz sahipliği ki, sadece kendisini İstanbul’dan yeniden aday göstermekle yetinmedi, sadece İstanbul ilçelerinde istediği isimleri aday göstermekle yetinmedi.
Anadolu’daki birçok ilin belediye başkan adayını da, Ekrem İmamoğlu belirledi.
Yetinmedi.
Afyon Belediye Başkan adayında olduğu gibi, başka illerin adaylarına had bildirme cüretini de gösterdi.
Ekrem bey, Afyon Belediye Başkan adayı Burcu Köksal’a ne demişti: “Kendine başka bir parti bul!”
Afyon adayının bir benzeri açıklamayı yapan Adana Büyükşehir Belediye Başkan adayı Zeydan Karalar, Afyon’daki adayın DEM’liler için sarfettiği cümlenin benzerini, ülkücüler için sarfetti..
“Taş medreselilerle kardeş değiliz” dedi.
Ekrem beyden, Adana adayına da bir had bildirme bekledik ama..
HDP’lilerle iş yüksek bir kıvama gelmiş olmalı ki, ülkücülere şirinlik yapıp, HDP’lileri kaçırmayı göze alamadı..
HDP’lilere laf söylendiğinde hemen cevabını vermeye kalktı ama. Ülkücülere sarfedilen söze, hiç değinmedi..
Kabzımallık konusuna gelirsek.
Ekrem beyi tahkir etme amacım yok..
Oyuna giren, kol sallar.
Kendisi, bir yandan belediye başkanlığı, bir yandan ticaret ile müteahhitlikle meşgul oluyorsa..
Bu eleştirilere de katlanmak zorunda.
Kabzımallık nereden geliyor?
akit’in iki gün önce birinci sayfasında verdiği Ekrem beyin şirketinin aldığı üç villanın sahibi olan şirketin iştigal konusundan..
İlginçtir, Ekrem bey gibi müteahhit olan Ali Nuhoğlu, yine ilginçtir İmamoğlu’nun İBB başkanı seçilmesinde sonra 2021 yılında, yine ilginçtir asıl mesleği olan inşaat işlerini tanımlayan bir isim yerine, Güllüce Tarımcılık unvanı ile bir şirket kurmuş.
Bakmayın siz ismindeki tarımcılık ifadesine..
Tarım işleri ile değil, yine inşaat işleri ile ilgilenmiş, Güllüce Tarımcılık..
Boğaz’a nazır üç villayı, dikivermiş, hemencecik..
Tarım vesair, işin görüntüsü.
“50 milyon dolarlık üç villayı 50 bin TL sermayeli bir şirketle nasıl yapabildin” diye soracağız ama..
Cevap alabileceğimizi hiç sanmıyorum..
Olsun olsun, “1 Mart 2024 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ettik ya, sermayeyi 46.800.000 TL’ye çıkardık ya” diyecektir, Nuhoğlu..
46 milyonluk sermaye ile 50 milyon dolarlık üç villaya sahip olmak.. Bu da ince bir işçilik istiyor olmalı..
Ve 1 Mart’ta sermaye artışının hemen ardından, şirketi tümü ile Ekrem İmamoğlu’nun aile şirketi olan İmamoğlu İnşaat A.Ş.’ye satışı yapılmış..
Soru şu: Acaba Güllüce Tarımcılık, Ali Nuhoğlu tarafından kurulmuş görünse de, hiçbir tarihte gerçekte ona ait değil miydi?
Veya şöyle de sorabiliriz..
7 Mart’ta, İmamoğlu’na satılan, sadece Boğaz’a nazır 50 milyon dolarlık üç villaya sahip Güllüce Tarım A.Ş.’nin kendisi, gayri meşru ilişkilerin ortaya çıkmaması için kurulmuş bir muvazaalı şirket midir?
Bir soru daha: 50 milyon dolarlık üç villaya sahip bu şirket, İmamoğlu İnşaat A.Ş. tarafından kaça satın alınmıştır?
Ve gelelim kabzımallığa..
Güllüce Tarımcılık, vergi levhasında iş konusunu şöyle tanımlamış: “Yaş sebze ve meyvelerin bir ücret ve sözleşmeye dayalı olarak toptan satışını yapan aracılar. (Kabzımallık ve aracı üretici birlikleri dahil)”
Gördünüz ya..
Kimseye hakaret amacımız yok.
Gerçek ne ise, onu aktarıyoruz.
İmamoğlu İnşaat, Güllüce Tarımcılık’ın sahibi olduğuna göre..
Ekrem İmamoğlu da, şirketin büyük ortağı olduğuna göre..
İştiğal konusu ile kendisini sıfatlandırmamızda, beis olmasa gerek.
Bir ilginçlik daha..
Güllüce Tarım’ın vergi dairesi Göztepe..
Nuhoğlu, Fikirtepe’de milyarlık inşaatları var.
Fikirtepe de Göztepe’nin dibi..
Acaba?