Yeni Devir gazetesi o yıllarda sadece düşünce, sanat, edebiyat ve kültür ağırlıklı yayın yapan bir gazete değil, siyasi görüş, tercih ve yorumlarıyla da ilgi gören, ilgiyle takip edilen bir gazeteydi.

Yeni Devir gazetesi o yıllarda sadece düşünce, sanat, edebiyat ve kültür ağırlıklı yayın yapan bir gazete değil, siyasi görüş, tercih ve yorumlarıyla da ilgi gören, ilgiyle takip edilen bir gazeteydi.

YENİ DEVİR KÜLTÜR EDEBİYAT SAYFALARI ARASINDA?

Yeni Devir gazetesi o yıllarda sadece düşünce, sanat, edebiyat ve kültür ağırlıklı yayın yapan bir gazete değil, siyasi görüş, tercih ve yorumlarıyla da ilgi gören, ilgiyle takip edilen bir gazeteydi.

Bazen gece geç vakit bile olsa, eskilere bakma isteği had safhaya varınca dayanılmaz bir arzu ve heyecanla girilir kitapların dergilerin arasına? Yine geç bir vakitte kitaplarımı rahatsız etmeden, kitapların dünyasında gezinirken rastladım ´Yeni Devir sanat edebiyat sayfası´ cildine... Her hafta yayınlanan sayfaları kesip biriktirip ciltlemişiz... 1978 yılına ait bu cildin sayfalarını karıştırırken sevgili Cahit Zarifoğlu´nun yazılarına rastlamak çok duygulandırdı beni? Şeyhana bizim sayfada bölüm bölüm yayınlanmış. Sayfadaki yazıları, şiirleri, imzaları görünce o yılları, o yıllardaki heyecanımızı, edebiyata olan ilgimizi düşündüm.

Matbaadan alınmış ilk baskı nüshalarını görünce içinizde tarif edemediğiniz bir duygu hissedersiniz. Sıcak mürekkep kokusu sarar etrafınızı. Elinizdeki gazetenin sayfalarını mürekkep kokusu ışığında karıştırırken gözleriniz hep ileriye, daima ileriye dönüktür. Yarınki gazetenin daha dumanı üstünde ilk baskılarını gözden geçirirken, yarın, öbür gün hazırlayacağınız yeni gazetenin hayali ile dolusunuzdur. Yeni hazırlıklar peşindesinizdir. Heyecan sizi besleyen yol arkadaşınızdır.

O günlerin ortamını hayal etmek?Samimi bir çalışma ortamı... Gazetenin çok etkin yayın yapıyor oluşu? Gazetede Rasim Özdenören, Cahit Zarifoğlu, Akif İnan, Erdem Bayazıt, Alaeddin Özdenören, Atasoy Müftüoğlu, Nazif Gürdoğan, İsmet Özel başta olmak üzere bizim cenahta yazan, çizen kalemlerin pek çoğunun aynı gazetede yer alıyor oluşu; inanılmaz bir güç katıyor çalışmalarınıza. İsmet Özel´in her gün gazeteye gelip odasında köşe yazısını hazırlaması ve yazının tamamlanmasını beklemek, bir an önce dizgiye gönderip ertesi günkü gazetenin hazırlıklarını takip etmek. İsmet Özel´i ziyarete gelen gençlerin arasına fırsat buldukça katılıp, İsmet Özel´i dinlemek. Edebiyat, sanat ve şiir üzerine söylediklerini dikkatle takip etmek. Dergiler üzerine konuşmak. Bu güzel sohbetlerin yapıldığı ortamları hiç bitsin istemezsiniz ancak ertesi günkü gazetenin hazırlığı vardır, onunla da ilgileniyorsunuz sayfa sekreteri olarak çalışıyorsunuz aynı zamanda, sizin sorumluluğunuzda olan sayfaların eksiksiz baskı için hazır olup olmadığını kontrol etmek ve eksik varsa onları tamamlayıp bir an önce baskıya hazır hale getirmelisiniz. Bu arada yazı işleri müdürü masada yarınki gazetenin manşetini oluşturmaya çalışmaktadır. Kapıdan giren kim olursa olsun hemen zihnindeki cümleyi söyleyip, görüşlerini ister. Bu konuda ne düşündüğünü sorar, zihnindeki manşet cümlesi son şeklini aldıktan sonra kâğıda yazıp sekreter arkadaşımıza uzatır, gönderin manşeti der.

Yeni Devir gazetesi o yıllarda sadece düşünce, sanat, edebiyat ve kültür ağırlıklı yayın yapan bir gazete değil, siyasi görüş, tercih ve yorumlarıyla da ilgi gören, ilgiyle takip edilen bir gazeteydi. Siyasi olaylara bakışı, olayları yorumlayışı, kendine özgü, kendi düşüncesiyle paralel bir tarzda yansıtılıyor, okuyucu nezdinde de bu tutum beğeniyle izleniyordu. Gözlemlediğimiz kadarıyla o yıllarda siyaset sahnesinde bulunan ünlü simalar bizim gazetenin manşetlerini seçim konuşmalarında kullanıyorlardı.

Gazetede sadece sanat edebiyat sayfası değil, bütün sayfalar, en küçük ayrıntıya kadar takip edilip okunuyordu. Gazete çalışanları genellikle gazeteyi pek okumazlar. Ama bizim gibi sanat ve edebiyat ilgilileri için gazete her zaman için titizlikle ?okunacak´ bir yayındı. Sadece kendi hazırladığımız sayfa değil, tüm köşe yazarlarımızın, düşünce sütununda yer alan yazarlarımızın yazılarını titizlikle okuyorduk. Teknik işleriyle ilgili de her gün işe gelir gelmez ilk yaptığımız şey önce diğer gazetelere bir göz atmak. Sonra kendi gazetemizi kendi aramızda değerlendirmek. Nerede hata yapmışız, hangi haberi atlamışız, ya da hangi haberi gereğinden fazla büyütmüş, çok yer ayırmışız ya da hangi habere az yer vermişiz gibi, bir önceki gün hazırladığımız gazete hakkında görüşlerimizi ortaya koyar hemen ardından da bir gün sonrası için yeni hazırlayacağımız gazetenin sayfaları arasında çalışmaya başlardık.

Her anı, her zaman heyecan verici bir meslekti gazetecilik. Hala bu heyecan gazeteler hazırlanırken yaşanabiliyor mu bilemiyorum.

Gazetede uzun bir süre düzenlediğimiz kültür sanat, edebiyat sayfasında yer alan imzalara baktığımızda sayfanın nasıl bir işlevi olduğunu daha iyi anlama imkânı buluruz. Osman Bayraktar, İlhan Kutluer, Ali Haydar Haksal, Ebubekir Eroğlu, Yüksel Kanar, Mustafa Özçelik, Osman Can, Mehmet Kahraman, Yusuf Yazar, Ahmet Kot, Nabi Avcı, Ufuk Uyan, Nebi Kılıçarslan, Murat Mercan, Şerafeddin Gölcük, Emin Bilgiç, Ümit Meriç, Cihan Aktaş, Nezih Erdoğan, Avni Doğan, Cafer Barlas, İsmail Kıllıoğlu, Hasan Akay, Yaşar Akgül, Osman Konuk, Atilla Koç, Şakir Diclehan, Nihat Hayri Azamat, Ahmet Şirin, Sıtkı Caney, Necati Polat, Adnan Tekşen, Cemil Çiftçi, Mustafa Miyasoğlu, Orhan Cebeci, Ümit Aktaş olmak üzere pek çok isim yer aldı bu sayfalarda.

Hasan Aycın imzası ile tanışıklığımız da aynı yıllara rastlar. Yeni Devir gazetesinde siyasi karikatür çizen Yalçın Turgut, iç sayfalarda ürünleri yer alan, Fatih Uğurlu ve Mehmet Akyıl´ın yanında Hasan Aycın kendine has üslup ve çizgisiyle sanat-edebiyat ve kültür sayfalarında her hafta görmeye alıştığımız ve çizgilerini merakla beklediğimiz bir imzaydı.

Yeni Devir sanat edebiyat sayfalarının ciltlenmiş halini görüp, yeniden sayfaları karıştırırken o günlerin heyecanını yeniden yaşamak elbette güzel... Ancak bugün yayınlanan gazetelere bakıp da hem düzenli olarak yer alamayan, hem de kesik kesik değişik zaman dilimlerinde küçücük bir yer bulabilen sanat edebiyat sayfalarını görünce üzüldüğümüzü, neden sanata edebiyata, kültüre gazetelerin bu kadar az yer verdikleri sorusunun cevabını bulmaya çalıştığımız söylemeliyim.

Sanatın, edebiyatın, kültürün izini sürerek samimi yaklaşımlarla iyi çalışmalar ortaya koyabiliriz. İnanarak...Özgür ortamlar sanatın, edebiyatın boy verdiği, geliştiği en güzel yerlerdir. Eğer inanıyorsak, samimi olarak isteğimizi ortaya koyabiliyorsak başarılı olmamamız için hiçbir neden yok.

Sadece inanmak? Samimi olmak... Ve çalışmak... Çok çalışmak...  

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.