Eylem Tok ve oğlu ile ilgili hikayeyi biraz uzaktan takip ediyoruz..
1 Mart 2024’te Eylem Tok; lüks aracını, sürücü ehliyeti bulunmayan 16 yaşındaki oğluna verdi.
Hem ehliyetsiz araç kullanma, hem de aşırı hız sonucu yaşanan trafik kazasında, bir kişi öldü..
Laikçi kafadan yazar Eylem Tok, oğlunu kaza mahallinden hemen kaçırdı..
Aynı gece Mısır’a, oradan da zaten önceden vatandaşlığına girdikleri Amerika’ya uçtular..
Amerika’an da mesaj yolladılar..
“Türkiye’ye geliriz, geliriz ama. Adil yargılanacağımıza söz verilmeli”diyerek, algı oluşturdular.
Öyle ya..
Türkiye’de, Osma Kavala’dan başlayın, Can Atalay’a kadar herkes, adaletsiz yargılanıyorlar!
Suçsuz yere cezaevinde yatıyorlar..
Öyle diyorlar, öyle algı oluşturuyorlar.
Onun için de.. Eylem Tok, oğlunu kaçırdı..
Sanki bir kişinin ölümüne sebep olmamışlar. Sanki oğlu ehliyetsiz değilmiş. Sanki araç kullanmak için yeterli yaşta bile olmadığı doğru değilmiş gibi..
Amerika’ya kaçsalar da, anne ve oğlu hakkında, Türk mahkemelerinden yakalama kararı çıkarıldı..
Ve kısa bir süre sonra da..
Anne ve oğlunun, kahraman (!) ABD polisi tarafından yakalandığı açıklandı..
Öyle ya.. Amerika bu. Boru değil.. Adalet endeksinde, en üst sıralarda yer alıyor. Bir kanun kaçağı, ABD’de elini kolunu sallayarak dolaşabilir mi?
Kazada ölen Murat Aci’nin eşinin, annesinin, babasının acısı birazcık dindi. Murat artık yoktu ama. Onu öldüren, öldüreni kaçıran da cezasını çekecekti..
Öyle sanıyordular. Öyle sanılıyordu..
14 Haziran’da Amerika’da yakalanan anne Eylem Tok ve oğlu, 2 ay 9 gündür Amerika’daki cezaevinde..
Daha doğrusu, bize öyle söylüyorlar.
Bu süreç içinde neler olmadı ki..
Eylem Tok ve oğlu, hakim karşısına çıktı..
Türkiye’ye iade edilecek mi, yoksa salıverilecek mi, diye talepler incelendi..
Sanırsınız ki, Pensilvanya’daki CIA kuklası FETÖ liderinin dosyası gibi, 500 çuval dolusu haklarında iddia ve belge var da.
Amerikalı hakimler de onları inceleyecekler..
Bir haber geliyor, “Hakim salıvermeyi reddetti..”
Acılı aile seviniyor..
“E.. İyi ya, Türkiye’ye sepetlesinler, bu çile bitsin” diyorsunuz....
Yok, Türkiye’ye iade edilmiyor..
Bu yönde bir karar mı verilmiş?
Ona da cevap, “hayır.”
Eeee. Ne olacak peki?
Karara itiraz edilmiş.. O incelenecekmiş.
İyi, buyrun inceleyin,
Peki bu inceleme ne kadar sürer?
Çok sürmez, orası Amerika. Adaletin olduğu ülke.. Hem suçlular hakkettikleri cezayı kısa sürede alırlar. Hem de mağdurlar, haklarına kısa sürede kavuşurlar..
Bir hafta geçti.. İki hafta geçti..
Bu arada, gizemli gizemli haberler..
“Oğul cezaevinde dayak yemiş.”
Ertesi günü bir başka haber..
“Oğul cezaevinden çok şikayetçi Avukatları cezaevini hakime şikayet ettiler..”
Kafamız karışıyor..
Amerika, o devasa ülke.
İsrail’e verdiği bombalarla, 40 bin insanı, çoğu çocuk olmak üzere öldürten Amerika.. Ve kimsenin “sen ne yapıyorsun” diyemediği o Amerika..
Kendi ülkesindeki cezaevlerinde.
Tutuklulara dayak atmalar. Yemeklerin mide bulandırıcı oluşu.. İki günde bir doktor muayenesine tabi olacak rahatsızlıklara sebebiyet veren gayrı sıhhi ortam?
Ne rezillik bu böyle?
Biz tekrar Eylem Tok ve oğlunun, Türkiye’ye ne zaman yollanacağına bakalım..
“Çok sürmez, yakında duruşması var” dedi uzmanlar..
Duruşma oldu..
Sonuç yok..
Ama hemen her gün, bir haber sızdırılıyor..
Eylem Tok ve oğlu, Amerika’ya kaçtıklarına, kaçacaklarına bin pişman oldular..
Ve bende sorular..
Reza Sarraf ki; onun üzerinden CIA, Türkiye’de meşru hükümeti devirmeye kalkıştı..
Ama Reza Sarraf, cezaevinde gardiyana tecavüz edecek kadar da rahat bir tutukluluk yaşadı.
Hayret bir şey..
Sonrasında Reza Sarraf bir de baktık ki, Amerika’da serbest.
Oysa, Sözcü’sü, Cumhuriyet’i, az mı haber yaptı, “Reza Sarraf 300 yıl cezaevinde kalacak. Suçlanan Türkiye’deki bakanlar da, Amerika’ya gittiklerinde tutuklanıp, benzeri cezalara çarptırılacaklar.”
Sonra ne oldu?
Reza Sarraf serbest kaldığı gibi, şimdi ABD’de çiftlik kurmuş, orda senatörlerle aşna fişne işler çeviriyor....
Nasıl olabiliyor ki acaba?
Fetullah Gülen ile birlikte, Reza Sarraf da CIA’ye kapağı mı attı acaba?
Sezgin Baran Korkmaz olayında, hakeza aynı işler..
“100 yıl cezaevinde kalacak. Amerika’yı dolandırdığı için ömrü hapiste geçecek” denilen Sezgin Baran Korkmaz da, Avrupa’da yakalandı. “Türkiye’ye mi, yoksa ABD’ye mi yollanacak” denilirken.
“Dolandırdığı devlet Türkiye değil ki. Tabii ki Amerika’ya gidecek” dedik.
Nihayetinde ABD’ye iade edildi.
Ama 100 yıl cezaevinde yatacak adam, daha yılı doldurmadan, o da serbest..
Bir hayret daha..
Bu Amerika, nasıl bir ülke?
Ve en nihayetinde, şimdi Eylem Tok ve oğlu.. Bir sayfalık olay anlatımını içeren metni okuyup, “Sizi iade ediyoruz/ sizi şu sebeple iade etmiyoruz”denilecek iken..
Aylardır bekletiliyor.
Bekletiliyor mu?
Yoksa Fetullah Gülen gibi. Reza Sarraf gibi. Sezgin Baran Korkmaz gibi.. Onlar da devşiriliyor, CIA’ye eleman olarak mı yazılıyor..
En nihayetinde, “Türkiye’de yatacağı süreyi, Amerika’da zaten cezaevinde geçirdiler.. Dolayısı ile tahliyelerine” mi denilecek?
“ABD’de yatmış işte. Ne farkeder” diyeceksiniz..
Şu an cezaevinde olduğu doğru mu, orasını Allah bilir..
Aman dikkat..
Bu şeytan Amerika..
İçimizdeki uşakları aracılığı ile..
Türkiye’den kaçan yakalamalı kişileri tutukladığında da şeytan..
“İade etti, edecek” tartışmaları yaparken de şeytan..
Gazze’de çocukları öldürtürken de şeytan..
Sokak hayvanları üzerinden, Türkiye’de karışıklıklar çıkarmaya çalışırken de şeytan.
Aman dikkat..
Şeytan var..
İçimizde de, şeytanın, “Amerika’da adalet var kardeşim.. Hukuk endeksinde onlar en üst sıralarda. Biz ise, en alt sıralardayız” diyen uşakları var..
Aman dikkat..
Yarın bu anne oğulu iade etseler de.. Bu ikiliye dikkat..