Nauru için tasarlanan program ile birçok ülkeye vizesiz seyahat imkanı
Dünya ekonomisi ve global şirketlerin gündemindeki ‘sürdürülebilirlik’ konusu, şimdi de devletlerin göç ve yatırım yoluyla vatandaşlık programlarına taşındı. Bakü’de gerçekleştirilen 2024 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP29), bu kapsamda önemli bir yeniliğe sahne oldu. Yatırım yoluyla vatandaşlık ve göç konusunda hizmet veren Henley & Partners tarafından tasarlanan ‘Nauru Ekonomi ve İklim Dayanıklılığı Vatandaşlık Programı’ kapsamında, ikinci pasaport sahibi olmak isteyen yatırımcılara “Gelin, çevre dostu projelere yatırım yapın” çağrısında bulunuldu.
Programla ilgili bilgi veren Henley & Partners Türkiye Direktörü Burak Demirel, dünyanın en küçük bağımsız cumhuriyeti ve üçüncü en küçük ülkesi olarak bilinen Nauru’nun ekonomik büyümeyi çevre dostu yönetim anlayışıyla birleştiren benzersiz bir vatandaşlık programına öncülük ettiğini söyledi. Bu yaklaşımın ülkenin dayanıklılık ve inovasyon gücünü ortaya koyduğunu belirten Demirel, “Yatırımcıya üç ila dört aylık işlem süreleriyle vatandaşlığa erişim sunan kolaylaştırılmış bir seçenek sunuluyor. Yatırımcılar, ulusal hazine fonuna her bir başvuru sahibi için 105 bin dolardan başlayan bir katkı yaparak Nauru vatandaşlığı elde edebilir. Program, uluslararası yatırımcılara 89 ülkeye vizesiz erişimin yanı sıra sınırsız çifte vatandaşlık ve aile üyelerini de vatandaşlık programına dahil etme olanağı gibi avantajları da kapsıyor. Nauru, geleceğini şekillendirecek projelerin finansmanını yalnızca en yüksek kalibredeki yatırımcıların katılımıyla gerçekleştirmek üzere titizlikle hazırlanan sağlam bir yönetim modeli oluşturdu. Bu program sadece ikinci bir vatandaşlık almayı değil aynı zamanda küresel iklim sorunlarının çözümüne doğrudan katkı sunma imkânı sağlıyor” şeklinde konuştu.
“Sadece ülkeye değil, gezegenin geleceğine yatırım”
Programa ilişkin bir açıklama yapan Nauru İklim Değişikliği ve Ulusal Dayanıklılık Bakanı Asterio Appi ise Nauru’nun, birçok Güney Pasifik ülkesi gibi, küresel boyutta biyolojik çeşitliliği koruma konusunda önemli bir rol üstlendiğini ifade etti. Appi şöyle devam etti: “Yükselen deniz seviyeleri, yoğunlaşan fırtına dalgaları ve hızlanan biyolojik çeşitlilik kaybıyla karşı karşıyayız. Küresel ısınmanın sonuçları, Pasifik Ada devletlerini giderek daha yaşanmaz hale getiriyor. Yatırımcılar, Nauru’nun vatandaşlık programını seçerek yalnızca kendi geleceklerini güvence altına almakla kalmıyor; gezegenimizin geleceğine yatırım da yapmış oluyor.”
Yapılan açıklamaya göre, Birleşmiş Milletler ’in çeşitli platformlarda dikkat çektiği kolaylaştırıcı finansman modeli ihtiyacına uygun şekilde dizayn edilen program, Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletlerinin (Small Island Developing States - SIDS) sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşabilmeleri için bir model oluşturuyor. Şirket bugüne dek Afrika, Asya, Karayipler, Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Amerika ve Okyanusya’daki 20’den fazla ülkeye oturum ve vatandaşlık program tasarlama, kurma, işletme ve tanıtma konularında destek oldu ve 15 milyar doların üzerinde doğrudan yabancı yatırım topladı.
Yatırım yoluyla ikamet ve vatandaşlık programlarını borç odaklı finansman yaklaşımlarından farkına dikkat çeken Burak Demirel, “Bu programlar ev sahibi ülkelerin egemenlik haklarını ve ekonomisini de güçlendiriyor. Bir stratejik hedefe ulaşmak için bir başka stratejik hedeften ödün vermek veya onu feda etmek gerekmiyor. Yatırım göçü gerek yatırımcı gerekse devletler ve vatandaşları için, gerçek bir kazan-kazan modeli sunan, uzun vadeli, sürdürülebilir çözüm. Her geçen gün daha fazla hükümet, oturum ve vatandaşlık programlarının faydalarını, kalkınma girişimlerini finanse ederek sürdürülebilirlik risklerini azaltma mekanizması olarak değerlendiriyor" dedi.
Reklam kod içeriği yüklenmemiş.